SİYASET 27.02.2022 16:41:00 0
MİLLİ İRADE PLATFORMU GÜÇ BİRLİĞİ ANADOLU İTTİFAKINI OLUŞTURUYOR

Karnap açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bu Bir Uyanış ve Öze Dönüş Hareketidir!

“Problemlerle beslenen bir muhalefet anlayışından çok, derhal ilmen, bilmen ve ahlâken donanımlı, etkin çözümler üreten aydınlık zihinlerle birlikte ortak hareket edebilen münevver liderlere ihtiyacımız var.

İvedi olarak, Politik değil Analitik düşünen liderlerin birleşip bütünleşerek ortak hareket etmesi gerekmektedir. Mevcut şartlar Milli iradenin ortaya konulabilmesi açısından bunu gerektirmektedir.

Mevcut siyaset anlayışının çıkmaza girdiği, toplumsal mutabakatı güven hususunda büyük ölçüde sağlayamadığı için halkın önüne sunulan ittifakların iki seçenekten ibaret olmadığını belirtmek isteriz.

Propaganda teknikleri ile halka yansıtılan ittifaklar sürecindeki samimiyetsizlik ve basiretsizlik karşısında çaresiz değiliz, çare “Biz” olmak zorundayız.

Bu duruma sessiz kalmayacak olan gerçek vatanperver adanmış şahsiyetlerin bir araya gelmeleri elzem konumdadır.

Hiçbir yönetim anlayışında milli iradenin yok sayarak ilerlenemeyeceğini görmemize rağmen parlamenter sisteminin işlevsizliği binlerce yıldır özümüzde bulunan milli ve manevi değerlerimizin yönetimdeki istişare mekanizmalarını yok ederek şahsileştirilip kurumsal yapıların menfi yönde hareket eden elemanları ile birlikte topyekûn bir ihanet sarmalı içerisindedir.

“Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.” Türkiye'nin kuruluşunu ilan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temel dayanağını oluşturan ilkedir.

Ancak bu ilke bugün hak sahibi olan milletin elinden alınmıştır. Gerek siyasi kanunlarla, gerekse siyasi partilerin liderleri tarafından yok sayılarak meclise ve milli iradeyi temsil eden işleyiş mekanizmalarına liyakatsiz, sadakatsiz bireylerin dahil olması ile birlikte bu sistemin yıllardır sürdürülmesi sonucu, bugün millet açısından tüm şartlar oldukça elim ve oldukça vahim durumdadır!

Maalesef bugün memleketin iktidar ve muhalefet içerisindeki bazı kimseler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içerisindedirler. Hatta bu kimseler şahsi menfaatlerinin peşinde, milleti fakr u zaruret içerisine düşürmüşlerdir. 

Bu hakkın millet açısından önemini aydın, münevver ve özellikle vatanperver bireylerin sahiplenerek, birleşerek halka anlatmaları birlikte hareket ederek, yaşatmaları gerekmektedir.

Bu doğrultuda;

Bilimi önceleyen, üreten, müreffeh, güçlü ve tam bağımsız Türkiye idealini gerçekleştirmek için yola çıktık. Nice şehitlerin kanlarıyla sulanarak yurt edinilmiş bu cennet coğrafyada var olan tarihi, kültürel, manevi, yer altı ve yer üstü zenginlikleri, dinamik genç nüfusu, jeopolitik konumu ve dahi tüm zenginliklerimizi, bu ideal doğrultusunda, ancak bir ve beraber olarak hedefe ulaşabileceğimiz düşüncesindeyiz.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, bizler dünyanın ekonomik, sosyal, kültürel anlamdaki konjonktürel yapısını değerlendirirken, insan odaklı bakarız. Din, dil, ırk, mezhep, etnik köken, milliyet ya da farklı bir unsur bizim için önemli değildir. Asıl olan insandır. Bu manada hitabımız önce tüm yurda, sonra tüm vatana ve nihayetinde tüm cihanadır.

Sizlerden istediğimiz, eğer yapabilirseniz, etnik, kültürel, sosyal farklılıklarınızı, siyasal ideolojilerinizi bir kenara bırakıp bizleri o şekilde değerlendirmenizdir. Zira bizler var olan ideolojilerden bağımsız, farklılıkları zenginlik olarak görüp insanlığın temel sorunlarına, bir ve beraber olarak çözüm üretebileceğimize inanıyoruz.

İçinde bulunduğumuz durumu değerlendirdiğimiz de bugünü düzeltmek ve geleceği inşa etmek, olmazsa olmaz konumundadır. Bunu yaparken tarihimizle övünerek ve geçmişte yaşayarak değil, bugün ve yarın nasıl olmamız gerektiğini anlayarak yapabileceğimiz inancındayız.

Yukarda belirtmiş olduğumuz ideali gerçekleştirebilmek için önümüze çıkan engelleri aşabilmek adına Güç Birliğini sağlamak vazgeçilmez bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.

Amaçladığımız, güçlerin birleştirilmesi değil, birlikte güçlü olmaktır. Bizim için her insan değerlidir. Sosyal statüsü, etiketi, zenginliği, yoksulluğu ve dahi hiçbir vasfı bizim için önemli değildir. Önemli olan Güç Birliği’nin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini, misyonunu ve vizyonunu tam manası ile kavramış her bireyin, biz olma bilinci ile katılımının olmasıdır.

Asıl olan hep birlikte güçlü olmak, birliğin gücünü oluşturmaktır. Benim güçlü olmam değil, biz olarak, hep beraber güçlü olmaktır. Bu yüzdendir ki Güç Birliğine, ben değil, BİZ diyenlerin birlikteliği diyoruz.

Toplumlar bireylerden oluşur, dolayısı ile de öncelikle birey olarak değerleri, hedefleri, izlenecek yolu tam manası ile anlamak ve içselleştirmek gereklidir. Bireylerin kendi değerlerini, kendi kültürüne, inanışına göre yeniden tanımlaması gerekir. Birey aileyi, aile şehri, şehir ülkeyi, ülke dünyayı değiştirebilir. Güç Birliği’nin kırmızı çizgisi vatanperverliktir. Vatanperver olan her birey, biz olma kültürünün içerisinde bulunabilir.

Güç Birliği, güçlü Türkiye ve adaletli dünya ideali doğrultusunda, sivil halkın ana, yerli ve milli değerlerle, bizi biz yapan ortak tarihsel değerler çerçevesinde, bir ve beraber olmasını sağlayacak ideolojik yaklaşımla kurulmuştur.

Bu doğrultuda benimsediğimiz temel ilkelerimiz özetle;

1-HAK

İnsanın, insanca yaşama özgürlüğüdür. İnsanın; sosyal, kültürel, inanç anlamında kendi öz değerleri çerçevesinde yaşayabilmesini ve ekonomik anlamda temel ihtiyaçlarının karşılanabiliyor olmasıdır.

2-UYGARLIK

Yurt edinilmiş coğrafyada, yüzyıllardır süre gelen, bizi biz yapan ortak değerler ile, günümüz koşullarına göre ana, yerli ve milli değerler çerçevesinde yeni bir ’MUASIR MEDENİYET’ inşa etmektir.

3-MUHAFAZAKARLIK

Bilim, sanat, teknoloji alanlarında, uygarlık anlayışımızın dinamikleri çerçevesinde modern, Anadolu coğrafyasının gelenek ve görenekleri, ailevi ve toplumsal değerlerimiz, bir arada yaşama ve yardımlaşma gibi bize has değerlerin muhafazası demektir.

4-ÇAĞDAŞLIK

Uygarlık anlayışımız ve muhafazakarlık çizgimiz ile yaşadığımız çağın gereklerini, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde tüm yurtta yaşamak ve yaşatmaktır.

Çağımızda yaşanan adaletsizlik, zulüm, yoksulluk, sefalet, kan ve gözyaşı… ortamının değişmesi manasında, oluşturacağımız muasır medeniyet, yeni bir çağın başlangıcı olup, çağdaşlık bağlamında örnek oluşturacaktır.

5-MİLLİYETÇİLİK

Milliyetçilik anlayışımız, bizi biz yapan ortak değerlerimiz bağlamında; tarihi, kültürel ve manevi bağlarla birbirine sımsıkı bağlı, millet olma bilincimizin tezahürüdür.

Partimiz, bu milliyetçilik perspektifi ile, yurt edinilmiş coğrafyada yaşayan her bir bireyin kendisini rahatlıkla tanımlayabileceği, yeni bir kimlik tanımlaması oluşturmuştur. Bu tanımlama, yakın bir tarihte tüm halkımızla paylaşılacaktır.

6-LAİKLİK

Yurt edinilmiş topraklar üzerinde, vatandaşlık hakkını kazanmış her bir bireyin, dini inanışlarını rahat bir şekilde yaşamasını teminat altına almak ve bununla ilgili tüm dinamiklerin devlet tarafından oluşturulmasıdır.

Bireylerin dini inanışları üzerinden, siyasi erk kazanmak, bireysel ya da kurumsal menfaatleri doğrultusunda, dini inançların kullanılmasının engellenmesini sağlayacak mekanizmalar bütünüdür.

7-DEVLETÇİLİK

Devlet; hükümet edenleri, kanun yapıcıları, yargısı, kamu çalışanları, kolluk kuvvetleri ve halk ile bir bütünün adıdır.

Devlet, halk için vardır ve halk devletin olmazsa olmazıdır. Bu yaklaşım biçimi, paternalizmin ‘halka rağmen devlet’ anlayışını kesinlikle reddeder.

8-CUMHURİYET

Cumhuriyet; tarihsel manada en önemli kazanım olup, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olarak değerlendirilip, tam demokratik, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerine göre yapılandırılıp, sürdürülebilir olması gereken bir yönetim biçimidir.

9-ADALET

Adalet iyilik demektir. İyilik, kötülük yapma imkânı varken, kötülüğü yapmamayı seçme erdemidir. Erdemli insan iyidir. Toplumlar bireylerden oluşur. Erdemli bireylerin çoğunluğu teşkil ettiği toplum adaleti sağlayabilir.

Adil birey adil aileyi, adil aile adil toplumu, adil toplum adil devleti teşekkül ettirir. Adaletin ve erdemliliğin birey nezdinde oluşması adına, gerek devletin kurumlarıyla, gerek sivil oluşumlarla, devletin ve toplumun adil olmasını sağlayacak tüm eğitim çalışmaları tesis edilecektir.

Partimiz, güçlünün adaletinin değil, adaletin gücünün hâkim olduğu bir devlet yapılanmasını ve medeni toplum oluşumunu kabul eder.

10- ADALETİN TESİSİNDE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

Hukuk, adaletli bir toplumun ve adil bir devlet düzeninin oluşmasını sağlayacak kanunlar ve kurallar bütünüdür. Bu kanunlar ve kurallar bütünü olan hukuk düzeni Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku ve Ceza hukuku bağlamında, muasır medeniyet inşası anlayışına göre, bizim öz değerlerimizle yeniden yazılması anlamında, toplumun tüm kesimlerinin kabul edeceği normlarla yapılanması, tesisi, sevk ve idaresi gerekli kurucular tarafından sağlanacaktır.

11-ÖZGÜRLÜK

Özgürlük anlayışımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek düsturuna uygun bir şekilde, bireyden topluma, toplumdan devlete kadar tüm yapıların özgürleştirilmesi üzerinedir. Bu özgürleştirme, partimiz tarafından oluşturulmak istenen ‘Muasır Medeniyet’ inşasının vaz geçilmez bir parçasıdır.

Türkiye toplumunu oluşturan tüm yapıların özgürleşmesinin, müreffeh bir toplum haline gelmekle sağlanabileceği inancındayız. Bu inançla oluşturulacak olan yeni Türkiye’nin refah düzeyi yüksek bireylerden oluşmasıyla, devletin âli menfaatlerine ve gelecek hedeflerine giden yolda, tüm özgürlüklerin kullanılacağı bir devlet yapılanması şeklinde olacaktır.”