İsmail Ögeday


Bağımlılık

Bağımlılık deyince aklınıza sadece sigara, uyuşturucu, alkol vb. zararlı alışkanlıklar gelmesin.


Son yıllarda gençlerimizi ve çocuklarımızı etkisi altına kolayca alan sosyal medya ve İnternet bağımlılığını da göz ardı etmemek gerekir. Çok sayıda gencimiz ve çocuğumuz bu sosyal medya denilen illetten ne başını alabiliyor ne de ebeveynler bu illetin önüne geçebiliyor. Maalesef ülkemizin en büyük sorunlarından birisi haline gelen bu illet bizler dahil zamanımızın birçoğunu bu mecrada heba etmemize neden oluyor ve birileri bu boşa akıp giden zaman sayesinde ise trilyonlarca lirayı bu bağımlılar sayesinde cebine indiriyor.

***

Özellikle eğitim konusunda başarısız oluşumuzun en başında gelen nedenlerden bir tanesi de bu aslında. Neden diye? soracak olursanız bırakın ilkokul seviyesini ana okulu seviyesinde olan çocuklarımız huysuzlanıp eziyet ettikleri vakit ebeveynlerimizin yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesi hemen cep telefonlarını ellerine tutuşturmak oluyor. Oysaki kendi elimizle daha küçücük olan bu yavrularımızı bu ucu bucağı olmayan mecranın içerisine yani resmen farkında olmadan, ateşin içerisine atıyoruz. Oysaki o yaştaki bir çocuğun annesinden masal dinlemesi, ya da bir parkta oyun oynaması gerekirken biz çocuğumuzu içerisinde çok sayıda tehlikeler barından, bu internet ve sosyal medyanın kucağına itiyoruz. Şöyle geriye dönüp bir baktığımızda bundan çok değil, 30 yıl önce çocuklarımız topaç çevirirken, uçurtma uçururken, birdir bir gibi, körebe ve saklambaç gibi oyunlar oynarken, ama maalesef ki şimdiki nesil ve z kuşağı diyerek adlandırdığımız bilmem ne kuşağı diye adlandırdığımız genç nesillerimiz. Maalesef ki maalesef kendi aklını ve beynini Tik Tok, Instagram, Twitter, Facebook ve adını sayamadığımız daha birçok sosyal medya platformuna adeta kiraya vermiş gibi hareket ediyorlar.

***

Bütün dünyaları bunlardan ibaret olmuş sanki bu çocuklarımızın. Her birinin elinde yaşı küçük olmalarına rağmen birer tablet, birer cep telefonu adı her ne ise bütün zamanlarını burada geçiriyorlar. Oysaki zaman öylesine hızlı akıp gidiyor ki giden zamanı geri döndürmek ne ala. Buna ek olarak son dönemlerde aile düzeninin bozulması, boşanmaların artması buna ek olarak ekonomik sıkıntıları da eklersek, tamamen bu neden den kaynaklanıyor. İnternet kullanımının bu kadar tabana yayılması elbette faydalı ama faydasından çok zararı var. Biz birer anne ve baba olarak çocuklarımızı bu konuda ne kadar kontrol edebiliyoruz acaba? Saatlerce evlatlarımız bu mecralarda zaman harcıyorlar. Okul çağındaki çocuklarımızın ellerinde ve ceplerinde birer telefon samimi söylüyorum okulla ne ilgileri var ne de alakaları var. Hele hele bilhassa ergenlik çağına doğru ilerleyen gençlerimizi tutabilene aşk olsun.  Peki çözüm ne nasıl önleyebiliriz bu durumu? Benim şahsi fikrim Devletimiz bu konuda acilen bir yasal düzenlemeye ek düzenleme getirerek, Okul çağındaki çocuklarımızın İnternet kullanım yaşını en az 18 olarak belirleyip internet kullanımını sadece okullarda Öğretmenlerin belli aralıklarla kontrolünde ders olarak vermeli. Çünkü sosyal medya denilen bu illet bizim kültürümüzü, geleneğimizi, göreneğimizi, hal ve hatır sormayı, sevgi ve saygının yok olmasına sebep olan en büyük etkenlerden bir tanesi.

***

Bir de okullarımızda tek tip kıyafetin bir an önce yürürlüğe girmesi, yani okul formalarına ya da okul önlüklerine yeniden dönülmesi, serbest kıyafet konusu bence çok tehlikeli, neden diye soracak olursanız, çocuklarımızın birbirine olan özentilerini daha yükseltiyor ve bu durumda öğrenci velilerimizi inanın zora sokuyor. Kılık kıyafet, saç ve görünüm açısından öğrencilerimiz yemin ederim eğitimden bir haber. Görüyoruz bizzat şahidiz, yaşı küçük kızlarımız şimdiden makyaj manyağı olmuşlar, uzun ve ojeli tırnaklar, saçlarını boyatmalar, göbeği açık kısa elbiseler giyerek okula gelmeleri görünüş açısından bir öğrenci ile uzaktan ve yakından samimiyetimle söylüyorum alakaları yok.

***

Elbette bunlara karşı değiliz ama inanın okul çağında değil ilerleyen zamanda kim nasıl giyinirse giyinsin nasıl makyaj yaparsa yapsın sıkıntı yok. Ama okul çağındaki bir çocuğun lise son sınıf dahil tırnakları düzgün kesilmiş, saçları kısaysa kısa uzunsa derli toplu kılık ve kıyafeti müfredata uygun olmalı, Şimdiki öğrencilere bakıyorum hiphap tarzı kıyafetler, salaş bir şekilde okula gidip gelmeleri bırakın okulu sanki diskoya eğlenmeye gidiyor gibi bir halleri var.

***

O yüzden eğitim konusunda inanın gerideyiz maalesef çünkü okul çağındaki çocuğumuzun ne anne baba korkusu ne de öğretmenden çekintisi var. Ama her şeye rağmen bir kural ve disiplin çerçevesinde bu eğitim verilirse inanın biz bu konuda daha da başarılı oluruz. O nedenle benim buradan naçizane Sayın Milli Eğitim Bakanımızdan, sayın Valimizden ve sayın ilk orta ve lise dengi okul yöneticilerimden ricam lütfen bir düzen ve intizam getirilsin artık bu konuya.

Saygılarımla…