Ülkemiz maalesef birinci derecede ciddi fay hatları üzerinde yer alan bir ülke. Hemen hemen her gün, ülkemizde küçük ve orta şiddette depremler meydana geliyor.
Bu son derece kaçınılmaz ve normal bir durum. Dünyanın oluşumundan bu zamana kadar bu tür olaylar özellikle deprem gerçeği sürekli hissedilmekte ve yaşanmakta. Temennimiz o ki daha büyük depremler ,sarsıntılar yaşanmasın İnşallah.
Burada önemli olan bu doğal afetten nasıl korunmamız gerektiğidir. Sizlerde çoğu yerde duymuşsunuzdur, “Deprem değil bina öldürür” Bizim tek yapmamız gereken, burada gerekli önlemlerimizi alarak sağlam zeminli yerlere sağlam yapılar oluşturmak. Çok önceleri bazı hatalar teknik hesaplamalar ya da yanlış yapılaşmalardan kaynaklı olarak, dere yataklarına, kumsal zeminli arazilere, batak arazilere yapılan yapılaşmalar nedeniyle çok sayıda can ve mal kaybı yaşandı.
Önemli olan burada yine aynı hataları tekrar etmeden, yukarıda saydığımız bu alanların dışında daha güvenli alanlarda yapılanma daha sağlıklı olur. Yoksa bu saydığımız alanlara çelikten bina da yapsanız ne fayda. Deprem dünyanın bir gerçeği bizle bu gerçekle yaşamaya alışmak zorundayız alışmak zorundayız derken biz elimizden gelenin en iyisini yapacağız ve gerisi bizi yaratan Yüce Mevla’ya emanet yani bir nevi tefekkür etmeliyiz.
Ama çürük yapılaşma için söz konusu bu durum aynı şekilde söylenemez. Dedik ya deprem kaçınılamaz bir gerçek diye, aslında üzerinde yaşadığımız kara parçası da canlı bir varlık yani Dünyamız zaman zaman magma tabakasından kaynaklı olarak içerisinde yani yer altında biriktirdiği enerjiyi bir şekilde dışarıya atmak zorunda. Söz konusu bu reaksiyon gerçekleştiğinde ise, çeşitli yer sarsıntıları ve depremler oluyor.
Bu düz bir ovada da olabilir, bir şehir yapılaşmasında da olabilir, denizlerde de olabilir, yer, zaman ve mekânın hiçbir önemi yok. O nedenle biz insanoğlu bu tür doğa olayları ile iç içe yaşamak zorundayız. Ancak gerekli tedbir ve önlemlerimizi alarak tabiki. Allah bizlere büyük acılar ve yıkımlar hiçbir zaman yaşatmasın İnşallah. Sevgiyle kalın…
