İsmail Ögeday


Deprem yüreğimizi yaktı

Kırılan fay hatları ile birlikte, yüreğimizde kırıldı.


Enkaz altında kalan binlerce vatandaşımızla birlikte bizlerde enkaz altında kaldık, yıkıldık. 6 Şubat 2023 tarihinde, Merkez Üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde, gece sabaha karşı, saat 04:17 sularında, 7.7’lik deprem tam 10 ilimizi etkiledi. Ardından 9 saat geçmeden, bu kez de aynı ilin başka bir ilçesinde, Elbistan’da 7.6’lık bir sarsıntı yaşandı. 

İlk depremde yara alan, çatlayan, patlayan binalar, işte bu depremde yerle bir oldu. Yaklaşık 14 milyon insanımız doğrudan, dolaylı yönden ise, 85 milyona sahip olan, Ülke nüfusumuz, bu yaşanan asrın felaketi olarak, adlandırılan depremden etkilendi. Ben bu yazıyı kaleme aldığım andan itibaren, depremde hayatını kaybeden kişi sayısı, 31 binin üzerinde idi yaralı sayısı da 80 binin üzerinde. Her geçen saat ve her geçen dakika ve gün bu rakamlar giderek artıyor. 

Yaşanan bu depremin üzerinden, tam 9 günlük bir zaman dilimi geçmesine rağmen, hala enkaz altından yaşama tutunan hayatlar çıkıyor. Allah’ım sen nelere kadirsin, Ya Rab. Hani halk arasında bir söz vardır ya “öldürmeyen Allah öldürmez” diye işte, her şeyden önce elbette ki, Allah’ın dediği olur yüce Mevlam biz aciz kullarına nasıl bir kader çizdiyse, bizler onu yaşarız amma, tedbirsizlik, önlem almamak, bozuk zeminler üzerine şehirler kurmak, binaları ve evleri yaparken malzemeden çalmak, işte bu kader yada mukadderat değildir. 

Ancak siz tüm önlemlerinizi alırsınız, her şeyi usulüne uygun bir şekilde eksiksiz yaparsınız, buna rağmen bir sıkıntı yaşarsanız, işte bu kaderdir o zaman. Ecdadımızın yüzyıllar önce yapmış olduğu, hanlar, hamamlar, camiler, külliyeler, köprüler ve yaşam alanları, üzerinden onca yıl geçmesine rağmen, onca depremler görmesine rağmen, hala ayakta kalırken, neden günümüzde daha dün yapılan binalar, kibrit kutuları misali savrulup, yıkılıyor ? hiç düşündünüz mü?

 İşte bu noktada bizler, kendimizi sorgulamamız lazım. Nasıl bir zemine bina inşa etmeliyiz? Nasıl malzemeler kullanmalıyız? işini adam gibi yapan kim var, ya da kime bu işi teslim etmeliyiz ? Her türlü yönüyle düşünerek, hareket etmek varken, maalesef bunların aksi yönünde hareket edersek, eninde sonunda işte bu tür durumlarla karşı karşıya mutlaka kalırız. Tarih tekerrürden ibarettir, doğru bizim geçmişte yaşadığımız bu tarz felaketlerden, mutlaka ders almamız lazım, ona göre hareket etmemiz lazım. 

Afyonkarahisar ve diğer tüm şehirlerimizde, ülke genelinde de iyileştirme, güçlendirme, kentsel dönüşüm gibi söz konusu durumları desteklememiz lazım. Yoksa Allah muhafaza bir anda biteriz. Hiçbir şey, kaybolan canımızın yerini tutamaz. İşte biraz önce dedim ya, atalarımızın ecdadımızın yaptığı hanlardan, hamamlardan, camilerden, külliyelerden ve yerleşkelerden örnek alarak, eser bırakmak varken, neden işimize hile katarak, onca canın vebaline girip, hayatımızı cehenneme çevirip, geride tarifi imkânsız enkazlar bırakıyoruz. ? 

Yazımızın başında da söyledik, bu söz konusu asrın felaketi olarak, nitelendirilen bu deprem tam 10 ili etkiledi demiştik.  Başta Kahramanmaraş olmak üzere, Adıyaman, Adana, Malatya, Hatay, Diyarbakır, Gaziantep, Osmaniye, Şanlıurfa, Kilis ilimizi enkaza çeviren bu depremde, binlerce bina yerle bir oldu. Dünya tarihinde bir ilk yaşandı, bu kadar geniş bir coğrafyada, ilk defa bu denli bir deprem yaşandı. Felaketin boyutunu tahmin etmek, ilk etapta mümkün olmamasına rağmen, üzerinden zaman geçtikçe, nerelerde etkili olduğu, nasıl bir etki bıraktığı da bir bir ortaya çıkıyor. 

Ülke genelinde tam yedi gün yas ilan edildi, bayraklarımız yarıya indirildi, 3 ay boyunca da OHAL ilan edildi . Devletimiz ve milletimiz, bu felakette her zaman olduğu gibi, omuz omuza vererek, yaralarını sarmaya çalışıyor. Bunun yanında, Dünya ülkelerinden tam 65 ülke, Türkiye için yardım seferberliği başlattı. O ülkelere ait arama ve kurtarma ekipleri, canla başla mücadele vererek, enkaz altından acaba bir canlı daha çıkarabilir miyiz? Diyerek çalıştı. Aslında söylenecek çok şey var, söylenmeyenleri de söylemek istiyor bazen insan ama, kelimeler boğazımızda düğümleniyor,  Rabbim bizlere bir daha böylesine felaketler ve acılar yaşatmasın, Ülkemizin ve Milletimizin başı sağolsun, Depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizin, Allah mekanlarını cennet eylesin, Yüce Mevlam onları, şehitlik mertebesi ile inşallah mertebelendirsin, yaralılarımıza acil şifalar versin, kalanlarımıza ve etkilenen kardeşlerimize eşini, dostunu, komşusunu, akrabasını, anasını, babasını, kardeşini, kısaca hangi yakınını kaybettiyse Rabbim sabırlar versin İnşallah.

 Hoşçakalın…